Archive for Nisan 2014

My Dream, My Work

By : Neobi




Yayın Yılı: 2010
Durumu: Tamamlandı / 6 Bölüm
Yazar: Seok-Woo
Çizer: Seok-Woo
Tür: Dram, Romantik, Hayattan Kesitler
Çevirmen: BloodyMary, KeanuReeves25, .a., alisdreamer
Editör: Eva, Mahlas



Konusu: Hikayemiz, yılın ilk kar yağan gecesinde kız arkadaşıyla olmayı hayal eden bir erkeğin ve aynı gecede yolları bu erkekle kesişen bir kızın hikayesi. Ancak kız düşürdüğü cüzdanını ona vermeye çalışan erkeği yankesicilikle suçlamıştır. Zaten bir ayrılığın acısını yaşayan gizemli kız, ona bir sandviç parçası verir ve onu merak içinde bırakarak oradan ayrılır. Birbirleriyle yılın ilk kar yağan gecesinde karşılaşmaları kader miydi yoksa tesadüf müydü?

İndirme Linkleri:
Bölüm 1-6 TF MF MG

Nurdish Güncükü

By : Nurdish
Ben geldim!!!

Özlememişsinizdir tabii sevgili ve kıymetli Okurlarım. Olsun, ben de zaten sizi özlemedim :P

Her zamanki gibi son anda tüm ayarlamalarımı yapıp bir güncelle daha karşınızdayım. Bu sefer çooook güzel bir sürprizimiz var! Saparrow ve ben, Yankee-kun na Yamada-kun to Megane-chan to Majo Özel Bölümüyle karşınızdayız!!! Şak Şak Şak!!! Özellikle Saparrow'a bu bölüm için teşekkür ederim. Has editörlerimiz gerçekten işlerini çok iyi yapıyorlar. Yamada ve bu özel bölüm ekstra yetenek ve beceri isteyen bölümler. Eğer İngilizce bölümlere bakarsanız aradaki farkın ne kadar büyük olduğunu görebilirsiniz. Bu konuda Eva ile Saparrow şahaneler. Sunako'nun düzenini yapan "Run Away" Arum'cuğuma da teşekkür etmek isterim. Her ne kadar beni bölümler için süründürse de "Abla n'olur affet, bi' daha yapmi'cam..." şeklinde af diledi, eh ben de güncele ulaşmak için bana yardım eder diyerekten tekrar bir şans verdim. (Hehe... kızma Arum'cum, hakettin gene :D)

Bu özel bölüme gelince... Bildiğiniz (ya da bilmediğiniz) üzere Yankee-kun to Megane-chan mangasının hem Japonca'sı hem de İngilizcesi bitti. Japonca'yı bitirdikten sonra mangaka yeni serisine ( şu an 100'lerde olan) Yamada-kun to nananin no Majo mangasına başladı. Yakın bir zaman önce de böyle özel bir bölüm yapmaya karar verdi. Yankee-kun benin en sevdiğim ve eğlendiğim mangalardan biridir. Onu referans alarak Yamada'ya başladım. Bu özel bölümü kazara çince manga sitesinde gezinirken buldum ve çevirmeyi kafaya koydum. Çok zaman geçmeden İngilizce'ye de çevirildi zaten. Kusura bakmayın, ancak şimdi verebiliyoruz bölümü. Bölüm yorumlarıma gelirsek, çerezlik, nostaljik hoş bir bölümdü benim için. Sevdiğim karakterleri bir arada görmek çok güzeldi. Keşke Mangaka bir çılgınlık yapsa da Yamada-kun mangasının içine Adaçi'yi cadı olarak katsa... Genelde, hatta hiçbir zaman mangakalar eski manga karakterlerini yeni serilere katmıyorlar. Halbuki, o karakterler hala seviliyor, bir kaçını az da olsa kat gitsin! Hatırlarsanız Yamada'nın ilk bölümüydü sanırım, Şinagawa hoca olarak görünüyordu. Yanında da Çiba vardı, Şirayşi'yle şakalaşıyordu. Çok hoşuma gitmişti. Ama bu özel bölümü gördükten sonra hiç umudum kalmadı. Mangaka bir daha bu karakterleri bir araya getirmez, sanmıyorum.

Neyse canım, bu kadar yorum yeterli artık. Şimdi güncellerimizi verelim! Afiyetler Olsun!

Yamato Nadeshiko Shichi Henge: 109-110
Yamada-kun to Nananin no Majo: 93
Yankee-kun na Yamada-kun to Megane-chan to Majo [Özel Bölüm]



Not: Bu hafta komik gifler için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz gençler. ;)
http://onedio.com/haber/en-pislik-17-hayvan--83824?utm_medium=pch_link&utm_source=mesutv&utm_content=click&utm_campaign=Ba%C5%9Fka%20Hayvanlara%20Pis(%C3%A7)lik%20Yapan%2017%20Komik%20Hayvan&utm_term=0xid-5300224464af880766000013-52a093367cc3557f28000007





Evanın Güncesi: Neye Niyet Neye Kısmet

By : Eva
Hayırlı pazarlar Neobi güncelini bekleyenler maalesef net sorunu hala çözülmedi daha önce netine ne olduğu söylendiğinden tekrar etmeme gerek yok sanırım onu okumayanlar bunu da okumayacaklarından yazsam da bir şey değişmeyecek :)

Sorun çözülmedi ama bu haftayı da boş geçmek Neobi'nin içine sinmedi en azından gönderebilirsem bir kaç bölüm göndereyim yayınlayın dedi buraya kadar her şey iyi hoş ama güncel yazını da yolla dediğimde verdiği cevabı duyunca en çok ben dua ettim neti gelsin diye maalesef dualarım tutmadı ühühüühühü.


Güncel yazısı bana kaldı hayır normalde birine günceli sen yaz desen hediye gibi bir şey olur ama iş bana gelince cezaya dönüyor ne ettiysem vazgeçiremedim daha önce yazmam gereken şeylerde kaçtığımdan bu sefer yırtamadım, hani anime manga karakterleri vardır tek başına bir köşede kalırlar konuşamazlar felan hayır öylede değilim çokta konuşurum ama iş düşüncelerini yaz yada bi'şey hakkında yaz olunca donuyorum garip bir durum değil mi :) Peki neden şimdi bülbül gibi şakıyorum korkunun gözünü seveyim kısa yazarsan bittin sen dedi üzgünüm bana katlanmak zorundasınız böyle bir durumu nurdish'lede yaşadım öpüyorum seni :) Sunako da 2 satır yazmam için çok uğraştı bana kalsa bir sorarım iki sorarım ne halin varsa gör derim.


Edite nasıl başladım onu anlatayım herkes gibi bir şekilde yolum buraya düştü yeni bir yer diye gelmiştim ki birde ne göreyim skip ve neobi biraz kurcalayayım ne var ne yok derken tık tık sesler birileri konuşuyor kahramanımız gene neobi biraz okudum biraz daha okudum baktım olmuyor selam verip sohbete katıldım ki hayatım boyunca yaptığım en büyük yanlışlardan biridir bu hareket :) neysem biraz zaman sonra ekibin bizler için ne kadar uğraştıklarına şahit olunca yardım edeyim dedim peki edit yapabilir miyim imkanı yok ama balonları sileyim kabul ederlermi neobi'nin kapısını çaldım böyle böyle yapsam faydası olur mu, olur dedi hangi ps yi kullanıyorsun paintten silerim sadece sileceğim ne kadar zor olabilir ki olmuyormuş :) kalitesini düşürür ps kurmalısın iyi hoşta ben pc bile tv niyetine kullanıyorum en ufak birşeyi bile kardeşime yaptırıyordum photoshop bulamam kuramam uğraş uğraş en sonunda ps hariç başka şeyler kurdum..
Aynı işe yarasalarda ps nin yerini tutmaz ve beceriksizliğimi gören neobi al bunu kur diyip beni kurtardı, verdi bir 2 bölüm silme kolay tabi başka başka diyip kızı bıktırdım beni nurdish'e pasladı git sunako sil o seni oyalar dedi beni başından resmen attı :(
Bunu gören nurdish beni evlat edindi ve sunakoları verdi her şeyi sil, her şeyi sil derken bu deve gibi kanjilerdemi evet onlarda hiç ing ve bizim yaptıklarımızı karşılaştırdınız mı resmen sayfaları çamaşır suyuna basar gibi temizliyoruz sayfanın yarısından çoğu kanji silinince tertemiz sayfalar oluyor neyse balonları silerken clone çabalarım başarılı oldu. ben manga temizlemede iyidim ama nurdish'in tatlı tatlı beni kandırmasıyla çeviride ekle yok ben yapamam desem de bu bizim kızlara ben yapamam demek fayda etmiyor bir dene denemeden ne biliyon dedi derkene hem nurdish'in hem neobi'nin verdiği tüyolar ve yol göstemeleri ile bişeyler yapıyorum. Kesinlikle hiç pişman değilim edit benim için bir oyun gibi eskiden oyuna ayırdığım zamanı şimdi edite ayırıyorum ama hazır çenem düşmüşken sitemimide yapayım
( bokura ga ita ) ben bu mangaya ne emekler veriyorum güzel güzel süslüyorum ve karşınıza getiriyorum ama yaptığım bir diğer manga ( maid sama ) gösterilen ilgi bokuraya gösterilmiyor bir köşede boynu bükük kalıyor, şu yukarıda gördüğünüz top 9'a giremeyen tek serim ben animesini izlemedim eğerki animesi yüzünden uzak duruyorsanız kaynak ( neobi. pow ) manganın animeden kat kat güzel olduğunu söylüyorlar aşk sa aşk, dram, romantizm, komedi daha ne olsun :) sitemizde bu şekil ağır topların ( skip, maid, dengeki ) gölgesinde kalmış bir çok seri var onlara da bir şans verin derim.



Bu kadar gevezelik yeter bu küçük güncel ile sizi baş başa bırakıyorum.


Güncel Listesi
 Orange Marmalade Bölüm 53
PUPA bölüm 9
Yankee-kun to Megane-chan Bölüm 81
Bokura Ga İta Bölüm 34
 L-DK Bölüm 37
Skip Beat bölüm 170

Mabushi Majo Ailesi Keyifli Okumalar Diler


Neobinin Güncesi: Dağları Deldim Bir Başıma + Nurdish Güncükü

By : Neobi


Evvel zaman içinde kalbur saman içinde... Cinler cirit oynarken eski hamam içinde... Develer tellal iken, pireler berber iken... Şimşekler gökyüzünü yoklar, depremler yeryüzünü sallar iken...  Mecnun Leylasını, Kamber Arzusunu, Züleyha Yusufunu kovalar, Ferhat Şirin için dağları deler iken... Analar tarlaları beller, babalar kahvede dedikodu eder iken... Yıllar yıllar öncesinde hayat denen olgu çok daha güzel iken... Yeşilin, özgürlüğün ve insanlığın bol olduğu bir devir varmış bizler bilmesekte hikayesi anlatılan. Kızları masum, erkekleri çalışkan, özgürlüğün kol gezdiği, yeşilin gök mavisiyle buluştuğu bu zamanlarda bir kız yaşarmış küçük kasabanın birinde... Daha önce iki boynuzlu ejderha olarak anılan dış dünyaya hiç açılmamış bu kızımız kendi halinde bir iki işin ucundan tutar, anasını babasını mutlu eder, yaşlıların poşetlerini taşırmış pazar yerlerinde. Gün olmuş devran dönmüş aradan yıllar yıllar geçmiş. Küçük gül goncası büyümüş, serpilmiş ve millete hayrı dokunacak - belkide kocaya gidecek :P - bir yaşa nihayet gelmiş. Artık pek de genç olmayan anası, babası kızlarını tutup kollarından oturtmuşlar karşılarına.
"Bak" demiş babası biraz hüzünlü bir sesle. " Seni ne çok severiz bilirsin.. Fakat artık annen de ben de yaşlandık sense büyüdün. Yok artık öyle boş beleş geçinmek üzerimizden. Ya git zengin ağanın oğluyla evlen, yada böyük şehire yerleş çalış biraz para kazan" - eh o devirde her şey pek de güllük gülistanlık değilmiş demek ki :P - Almış mı kızımızı bir derin korku. Geceler geceleri, günler cüceleri kovalamış durmuş... Ya ağanın hödük oğluna varacak yada buralardan göçüp gidecekmiş... Düşünmüş taşınmış, oturmuş kaşınmış... Her ne kadar sarı kızını, anasının peşinden dolaşan ak kuzusunu çok sevse de gönlü hödüklükte tavan yapmış ağa oğluna varmaya razı olmamış ve vermiş kararını. Büyük şehire gidecek, bir sürü para kazanacak, sonra da geri dönüp tüm köyü satın alarak mutlu mesut hayatının son demlerini geçirecekmiş doğduğu bu güzel evde.... - size kızımızın pek saf olduğunu söylemiş miydim?  -
Ertesi gün sabaha karşı pek sefdiği dallı güllü fistanını çekmiş üzerine, almış bohçasını da omuzuna ve vurmuş kendini iki boynuzlu canavar olarak bilinen büyük şehrin yollarına...

Belirli Bir Zaman Sonra....

Bundan bir kaç yıl öncesini düşündüğüm de bir gülümseme sarıyor dudaklarımı. Sırt üstü yattığım yatağımda günün verdiği yorgunlukla mayışırken düşünmeye başlıyorum istemsizce. Acaba diyorum içimden.. Acaba ağa oğluyla evlenseydim nasıl bir hayatım olurdu... Gerçi bütün bunları düşünmek için çok geç. Büyük şehir dedikleri - zamanında adını bile duymak beni korkutan - bu şehire geleli neredeyse 3 yıl oluyor. İlk yıllarım oldukça sıkıntılı geçse de alıştım artık. Şuan beni hiç tanımayan birine buralı olduğuma dair çok kolay yalan söyleyebilir ve onu ikna edebilirim. Bu kocaman aşık olunası şehrin her köşesini avucumun içi gibi biliyorum.  Her yerden toplanıp burayı mesken edinmiş insanları tanıyorum. Dedim ya 3 koca yıl sonunda isteseniz de istemeseniz de öğreniyorsunuz zaten. Hiç de öyle korkulacak bir şey değilmiş burada yaşamak. Sadece biraz taviz istiyor. Biraz yalancı, biraz riyakar, biraz da çıkarcı olursanız sizden iyisi yok, el üstünde tutulursunuz. Fakat benim gibi saflığınızı korumaya kalkarsanız yandınız. Tek öğrenemediğim şey bu işte ama napayım. Bu kadar kusur kadı kızında da olur değil mi? 
Yarına yetiştirmem gereken dosyaları hatırlayıp kafama üşüşen düşünceleri kovuyorum bir anda.  Alelacele kalkmaya çalışırken çarşafa takılıp neredeyse düşüyordum. Küçük masa lamba mı yakıp raporları yazmaya koyulduğum anda bir tıkırtıya kulak kesiliyorum. Biraz dinledikten sonra ses gelmediğini fark edip yeniden yazmaya koyulduğumda tıkırtılar şiddetini daha da arttırıyor. Huzursuzca ayaklanıp mutfaktan kızartma tavasını kaptığım gibi yavaş ve dikkatli adımlarla evin içini tarıyorum. Kapıların sıkıca kapalı olduğunu garantiledikten sonra müstakil ufak evimin camlarını kontrol ediyorum. Görünüşte hiç bir sorun yok fakat sesler bir türlü kesilmek bilmiyor. Ürkerek yatağımın altını kontrol ediyorum. Fakat orası da temiz. Kafam karışmış bir halde elbise dolabıma yönelip kapısını açmamla birinin beni içeri çekmesi bir oluyor. 
Eğer şuan uykuda olduğuma emin olsaydım çok saçma bir rüyada olduğumu idda edebilirdim ama uyumadığıma adım gibi eminim. Fakat evde ki tıkırtıların sebebini ararken bir dolabın içerisinden farklı bir dünyaya geçiş yapmamı başka neye bağlayabilirim ki? Yo yoo yanlış duymadınız. Şuan çok çok ayrı bir alemdeyim ve buraya elbise dolabımdan geçip geldim. Karşımda bir avuç hayvan gözlerini dikmiş bana bakıyor bağlı olduğum ağacın dallarından. - ki bunu da yanlış duymadınız - Etrafımda dolanıp pijamamın eteklerini çekiştiriyorlar, yüzümde geziniyorlar, saçlarımı kemiriyorlar ve tek bir ses bile çıkarıyorum. Neden mi? Çünkü bu lanet olası evrime uğramış yaratıklar ağzıma bir avuç kozalak tıkamış durumda. Onlar yüzümde keşif turuna çıksalar da viyaklamaktan başka bir şey yapamıyorum. Tam o sırada bir çift ayağın bize yaklaşmakta olduğunu fark ediyorum. Altın sarısı saçları omuzlarına düşmüş, çimlerin yürümesi için kendisine yol açtığı, elinde baltasıyla sanki bu tabloyla çok alakasız olan bu kız ağzında sigarasıyla bana doğru eğiliyor. İçtiği sigaranın dumanı tüm yüzüme vururken görüşüm bulanıklaşıyor doğal olarak. Beni iyice inceledikten sonra tam karşıma bağdaş kurup oturuyor. Yüzümde, ensemde tüm vücudumda gezen hayvanlar beni terk edip ona doğru yöneliyor.
" Sevgili bebeklerim " diyor gayet hınzırca. " demek yine yaramazlık yaptınız ha?" 
" Hayır " diyor saçımın yarısını kemirdiğini düşündüğüm sincap. " Biz sadece oyun oynuyorduk. O buraya gelmek için kapıyı açtı sadece " Omuzlarını silkiyor. Sincap'ın konuştuğuna mı şaşayım, yoksa mercimek kadar beyni olmadığını düşündüğüm hayvanın beni suçlamasına mı? 
"Tamam tamam, anladım suçsuzsun fındık. Fakat misafirlerimize böyle davranmamalıyız değil mi? Şu ağzına tıkıştırdığınız kozalağı çıkarın önce " diyerek beni işaret ediyor yeni bir sigara yakmaya hazırlanırken. 
Tam konuşacağım sırada büyük bir gümbürtü kopuyor. Vahşi güzel - evet ona bu lakabı ben taktım çünkü adını bilmiyorum - birden ayaklanıp etraftaki hayvanlara bir şeyler söyledikten sonra koşar adım bizden uzaklaşıyor. Gürültüler şiddetini arttırdıkça etrafımda ki hareketlilik de çoğalıyor. 
" Hey... H- Hey sen... Sen sen şu pembe kulaklı tavşan. HEY BAKSANA BEEEE!" diye bağırıyorum etrafta koşuşturan hayvanlara. " Hı ben mi? " diye sevecen bir tavırla bakıyor gözlerime.
" Evet eee şeyyy burada neler olduğunu açıklayabilir misin acaba ? "
" Ben mi? "
Hay Allahım o kadar hayvan içerisinde en gerzeğine denk geldim galiba. Suratıma şirin bir ifade yerleştirip sevecen bir ses tonuyla,
" Evet " diyorum.
" Çok önemli değil ya. Sadece ormanın kralı buraya davetsiz bir misafir geldiğini fark etti " diyor ukala ukala fındık isminde ki sincap. " Ve büyük ihtimal şuan buraya muhafızlarını yollamak üzere seni aldırmak için. "
"Bir kere buraya ben gelmedim siz beni sürüklediniz. Ayrıca beni alıp ne yapacak ki?"
" Ne mi yapacak ? " suratında hiçte hoşuma gitmeyen o bilmiş gülümsemesiyle burnuma zıplayıp " tabii ki de cezalandıracak. Büyük ihtimal kazana atıp haşlar, yada dev oğluna yem eder, yada bekçi ejderhasına meze olarak sunar kim bilir " ...
Cidden hayvan haklarına saygım sonsuz olsa da bu kadar bilmiş hayvanların asılması için ne gerekiyorsa yapacağım geri döndüğüm zaman. Yada belki de gitmeden kendi ellerimle sıkı veririm ümüğünü... 

Bir kaç saat sonra kendimi hayvanların kucağında bir yer altı tüneline sürüklenirken buluyorum. Etrafı mumlarla aydınlatılmış burası, yer altında olduğunu düşünmezseniz oldukça güzel aslında. Sağıma soluma bulaşmış çamur ve toz parçalarını temizlerken vahşi güzel geliyor. Tüm hayvanlar binbir sevinçle kendisini karşılayıp boynuna atlıyor.
" ahhh " diyorum içimden. " çok sevildiği belli buralarda " 
" eee " diyor bana bakarak. " biraz kendine gelebildin mi? "
" evet " diyorum sersem sepelek. 
"Peki buraya neden geldin?"
"Aslında buraya ben gelmedim. Buraya sürüklendim "
"Kim tarafından?" 
" B- bilmiyorum. Sadece evimde duyduğum seslerin bir hırsıza ait olduğunu düşündüğüm-..."
" Ah anlıyorum bir kol seni buraya çekti değil mi?"
" Evet aynen öyle oldu. "
Sinirle hayvanlara dönüp " çocuklar size kaç kere dedim buradan olmayan insanları rahatsız etmeyin diye. "
Biz sadece oynuyorduk diye hep bir ağızdan mırıldansalar da havaya kaldırdığı eliyle hepsini susturup tekrar bana dönüyor.
" Biraz karışık bir durum ve kendi isteğinle buraya gelmedin biliyorum lakin kral şuan tüm ormanda seni arıyor. Bölgesine izinsiz girilmesini pek sevmez de. Bu yüzden seni bir an önce geri göndermeliyiz.  Fakat?"
" Fakat? "
- Hey Nurdish. Rosun sesiyle yerimden sıçrıyorum.
- Ah manga mı okuyordun afedersin. Neo seni çağırma mı söyledi de.
Parmağıyla çalışma salonunu işaret ediyor. Elimde ki mangayı sehpanın üzerine bırakırken
- En heyecanlı yerindeydim sen bölmeden önce biliyor musun? diyerek şakayla karışık Ros'un omzuna geçiriyorum hafifçe.
- Yapma ama diyor bezgince. Bu seri manga severler derneğinden 5 puan bile alamadı toplamda. Böyle çocukça bir şeyi kim sever ki hem. Çok saçma.
- Çocukça diye tekrarlıyorum.... Çocukça.... gülümseyerek çalışma salonuna girdiğimde kızları hummalı bir şekilde oraya buraya koşuştururken buluyorum. Neobi beni görür görmez bir hışım yanıma gelip kulağıma fısıldıyor: 
-Kimseye söylemedin değil mi?

İşin aslı Ros'un çocukça diye bahsedip yerlerde sürünen puanıyla dalga geçtiği manga Neobi'nin bunca yılın ardından hep edit  hep edit nereye kadar diyerek yazdığı hikayenin ilk bölümü. Yalnız ilk bölüm dediğime bakmayın kanımca aynı zaman da son bölümü de. Çünkü gerçekten aldığı hezimet karşısında büyük hayal kırıklığı yaşadı. Kim ne derse desin bu seri benim için çok değerli. Çünkü orada anlatılan hikaye Neobi ve benim tanışmamızı resmediyor. - Tamam hayali öğeleri fazla ama olsun -
Fakat bunu benden başka bilen kimse yok. Ve eğer devamını merak ettiyseniz kısaca özet geçeyim. Güç belada olsa Vahşi Güzel - yani sözüm ona neobik :P - envai çeşit irili ufaklı arkadaşıyla beni kötü kraldan kurtarıp evime yolladılar. Hatta Neobiyi bir kaç haftalığına benim dünyama alarak kendimce teşekkür ettim. Birlikte güldük eğlendik. Ve çok iyi anlaştığımız fark ettik. Gel zaman git zaman Neobiyi de kendi dünyama çekerek çok farklı diyarlarda kendimize yeni bir alan yarattık. Öyle işte...
- Aman ha diyor sessizce. Sakın kimseye anlatma. Hele de Ros'a. Diline bir düşersem alimallah yani.
- Ne fısırdaşıyorsunuz bakayım orada diyerek Neobinin lafını kesen Ros, hadi artık yapalım şunu diyor. Çok zaman kaybettik..
- Doğru doğru hadi bakalım nurdish cadısı takıl peşimize.
Küçücük ofisimizin mutfağına sürüklüyorlar beni kıkırtılar eşliğinde...
Mutfakta ki minik masanın üzerinde ki cadı pastasının etrafına toplanmış binbir cadı beni görünce hep bir ağızdan bağırıyor. 
İyi ki Doğdun Nurdish Cadısııııı <3
The End
Paslanmışım annem paslanmışım. Böyle allamm kıvrana kıvrana yazdım bitirdim cidden. Uzun bir müddet daha yazmayacağım kanımca asghfasgh Öhm Naber minna? Özlediniz mi bakayım beni hı hı hı? Tabiisi özleyeceksiniz. Gerçi özlediğinizin ben olmadığını biliyorum ama neysem hehehe. Müjdeli bir haberim falam yok. Gargamelle olan savaşım haala devam etmekte. Telefonumda kalan 1 gb'lık internetimi ellerim titreye titreye leptopuma bağlayıp bu cadının doğum günüsünü kutlamaya geldim burlara. Gör gör nee kaaa düşünceli, ne kaaa vefakar, ne kaaa cefakar, ne kaaaa tamam tamam sustum :D 
Nurdish annem seni anlatmaya hangi kelimenin gücü yeter bana söyle. Hangi kelimeler cürret edipde senin için hikaye olabilir hı ? Olursa da bu kaaa olur işte. Beğenmen dileğiyle diyip, doğum günüşünü en en en içten dileklerimle kocaman kutlayıp, o şeker yanaklarından kıtlayıp, netim de suyunu çekmeden karabatak pozisyonuna geri dönerim. Ösleyin beni anacımmm... 

Nurdish:

Öncelikle iyi dileklerinizden ötürü her birinize çooook teşekkür ederim Mabushi Ailem! Yaşlandık, yaşlanmaya devam ediyoruz... Ama dilerim ki birlikte mutlu mesut yaşlanalım, alalım elimize cadı süpürgelerimizi, baston niyetine kullanarak takma dişlerimizi takırdatarak huzur içinde yaşamaya devam edelim. Aaaah ah! İçim geçmiş sanki biraz... xD 

Neobikime de bilhassa bu güzel güncel için çoooook ama çooook teşekkür eder, ardından aldığım müsaade ile bu yazının altına kendi güncelimi eklerim. 

Buyrun gençler! Bu hafta da rutin güncelimize devam ediyoruz. Bir sonraki hafta diğer mangalarımızdan da eklemeye çalışacağım. 

Hadi bakalım, afiyetler olsun!!!


Yamato Nadeshiko Shichi Henge: 107-108

Yamada-kun to Nananin no Majo: 91-92



QQ Sweeper

By : Rosario~
 Mangaka:  Motomi Kyousuke


Tür: Romantik, Okul Hayatı, Doğaüstü Güçler, Shoujo
Cilt / Bölüm sayısı: 1 cilt / 1 Bölüm ( devam ediyor )

Proje: Mabushi Majo
Çevirmen: Rosario~
Editör: ??





Konusu:

Bu adam temizledimi... mükemmel temizler!! Kyuutarou'nun karşısına onun çırağı olmak isteyen gizemli bir kız çıkar!
 Kalbiniz tümüyle temizlenmiş olacak!!

İndirme Linkleri:
YAKINDA


CİLT 1

PowaQa'nın ''Yattaa!! Kyaaa!! Yihuuu bla bla '' hede hödölü Günceli

By : powaQa





                    Selamlar ossun yine ve yeniden sefgili Mabushi Majo kadim takipçileri…!

Yah! Yah…! Aynen öyle başlıkta yazdığım gibi işte! Sırf Neo'nun güncel günü diye pazar gününe yazmış olduğum son dakika bildirisinin ardından gördük ki, çoğu takipçimiz hönküre hönküre ağlamış, kimisi duvarlarda kafa dayanıklılık testi yapmış, kimileri omuz silkip napalım kaderde varsa… deyip işine gücüne dönmüş, kimileri ki Neobikonun durumuna üzüntülerini dile getirmiş falan feşmekan…


Şinciiiikk hepicüğünüz hazır ve nazır pozisyonlarınızı alın bakiim, çünnnnküüü en bombasından bir günceli vermenin tarif edilemez keyfiyetiyle huzurlarınızdayım efem..fufu Şaşılacak olay ki, Şirine Neo'nun Gargamelle yapmış olduğu dövüş ikindi dolaylarında galibiyetle son bulup,'' ehh pow hadi bu seferde sen ver gaari şu günceli, barnaklarının pası silinsin'' diyerek bildiğiniz saatlerdir bölüm üzerine bölüm postalamakta ve eminim ki her göndermiş olduğu dosyanın ardından saçlarımın giderek yer cekimine karşı koyarak havalanmasına, cazırt cuzurt sesler cıkarmasına kıs kıs gülmektedir kendileri.(nalçak,hain eflat ökkeş, baş adiiitör nolcek yıkılmadım ayaktayım huleann!)

Hah nerede kalmıştık?! Güncel didik… böyle çıtır çıtır mis gibim fırından yeni çıkmış epmek kokusu gibim vesselam didik.. Pek bi doluyuz didik.. pek bi şukelayız didik.. ayy kedi canımızı bizim didik…çok bi emek var bunnarda bakın, ööle tıklayıp geçmeyin didik … Lord of the Manga'yız didik.. vs. vs...



Ha birde oyh o nasıl bir rakamdır yahu?! pek bi sefdim kendilerini... Feysden şeytanlarımız da bol olmuş OMG! 666 yapmışız hay on binlerce kediler adına! sagolunuz var olunuz efem fufu






Eh..yeterli artıkım bu kadar G ve Z'lik, artıkım bölümleri hüpletme zamanıdır minna-san…haydin keyifli okumalar ossun hepinize…Mabushi Sihriyle kalınız, sefgiler, saygılar,hörmetler… ahanda burdan tıklayınız!

Güncel Listesi

Mabushi Majo Ailesi Keyifli Okumalar Diler.

- Copyright © Mabushi Majo - - Powered by Blogger - Designed by Johanes Djogan -