Gönderen : Nurdish 10 Haziran 2015 Çarşamba

Bu bir Külkedisi hikayesidir...


Zamanın birinde, uzak diyarlarda güzelliği dillere destan, ama bir o kadar da bahtsız bir kız yaşarmış. Herkese iyi davranır, yardım etmek için gerektiğinde kendinden verir, yine de kimseye yaranamazmış ve güzelliğinden ötürü kıskanç insanlar tarafından hep itilir kakılırmış. Buna rağmen, hiç umursamadan yine onlara iyilik yapmaya devam edermiş. Bahtsız prensesimizin adı… Neobella…
Günün birinde, yine etrafındaki insanlar, yufka yürekli Neobella'yı kasabadan uzaklaştırmak için  duygu sömürüsü yapıp, birkaç meyve sebze almak bahanesiyle onu yan kasabaya göndermek istemişler. Yan kasaba dediğime bakmayın, aradaki mesafe en az üç gün… Kötü yürekli arkadaşları hiç acımaksızın, güle oynaya onu bu korkunç yolculuğun kollarına atmış. Neobella yanına üç günlük azığını da alıp istemeye istemeye yola koyulmuş. Güzergâhında ürkütücü ormanlar, 
korkunç hayvanlar onu bekliyormuş. Az gitmiş, uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş…  Yırtıcı hayvanlardan kaçarken kendini ciddi bir şekilde yaralamış. Bir ağaca yaslanıp dinlenirken karşısına birden selvi boylu, yakışıklı, beyaz at üzerinde bir genç çıkmış.
Neobella bir an irkilmiş ve:
-K-Kimsiniz siz?!
Beyaz atlı genç:
-Korkmayın lütfen. Ben Nurdinto. Size bir zarar vermeyeceğim. Bu tehlikeli ormanda bu saatte ne işiniz var, öğrenebilir miyim? Yaralanmışsınız siz! Ne oldu size?!
-Yaşadığım kasabanın bazı ihtiyaçları vardı. Onları almak için diğer kasabaya gidiyorken yaralandım.
-Nasıl olur da yalnız başınıza bu tehlikeli ormana gitmenize müsaade ederler?! İzin verin, size yardım edeyim.
Beyaz atlı genç karşısında büyülenen Neobella hayır diyememiş ve kabul etmiş. Beyaz atlı genç yaralarını sarmış ve:
-Buraları çok iyi bilirim, bu saatte çok tehlikeli yaratıklar ortaya çıkar. Yakınlarda küçük bir yerleşke var. Pek kimse bilmez. İzninizle sizi oraya götüreyim. Buyurun atıma binin.
Neobella ilk başta duraksamış olsa bile herkesi kendi gibi iyi niyetli zannettiği için kabul etmiş. Yol süresince Neobella kendi hazin hikâyesini anlatmış. Biraz ilerledikten sonra karşılarına güzel ama bir o kadar da soğuk bir kız çıkmış. Neobella:
-Ben seni tanıyorum. Sen Sibirya Nevamma’sın, değil mi?
-Evet, ben de seni tanıyorum. Etrafındaki insanlar sana çok eziyet ediyorlardı. Orayı terk mi ettin yoksa?
-Hayır, sadece onlara birkaç malzeme almak için yan kasabaya gidiyordum. Giderken de Nurdinto ile karşılaştım. Bana yardım ediyor.
Nurdinto:
-Merhaba küçük hanım. Kaybolmuş gibi duruyorsunuz.  Bizimle gelmek ister misiniz?
-Gerçekten kayboldum. Teşekkür ederim.
Nevamma aslında çok hoş bir kızdı ama soğuk davranışlarından ötürü ona Sibirya lakabını takmışlardı. Yolculukları üç kişi olarak devam etti. Nurdinto’nun yönlendirmesiyle ufak bir köye ulaştılar. Virane bir yer, pek de güven verici değildi ama bu saatte başka çareleri yoktu. Küçük bir kulübede şömineyi yakıp dinlenmeye başladılar. Neobella:
-Burası nasıl bir yer böyle? Neden hiç kimse yok?
Nurdinto:
-Aslında burada bir çok canlı uyum içinde mutlu bir şekilde yaşamlarını sürdürürler ama sizi tanımadıkları için ortaya çıkmıyorlar.
Tam o anda kocaman bir ayı ortaya çıkar ve kükrer. Der ki:
-Sen ne yaptığını zannediyorsun?! Bu insanları saklı köyümüze nasıl getirirsin?!
Nurdinto:
-Ben onlara güveniyorum. Onlar da benim gibi kaybolmuşlar, çok zor bir hayat geçiriyorlar. Şans tanı onlara.
Neobella çok korkmuştu ama içini merak da sarmıştı. Dedi ki:
-Ben kimseye zarar vermek için gelmedim. Sadece geceyi geçirmek için buraya sığındım. Eğer istemezseniz hemen giderim.
S. Nevamma ise istifini bozmadan, soğuk bir ifade ile konuşulanları dinliyordu.
Büyük ayı dedi ki:
-Pekala. Madem Nurdinto sizde bir ışık görüp buraya getirmiş, size bir şans vereceğim. Yalnız şu an hiçbir şey gördüğünüz gibi değil. Bu gerçeği kaldırabilecek misiniz? Bizleri dışarıdan kimseler sevmez. Hep kötü anılırız, hakarete uğrarız. Bu yüzden pek kimseyi aramıza almayız. Gerçek yüzümüzü görmeye hazır mısınız?
Neobella ve Sibirya Nevamma kafalarını salladılar ve büyü bir anda ortadan kayboldu. İçinde bulundukları virane kulübe aslında büyük bir şato, karşılarında duran büyük ayı da tatlı bir çocuk ve Beyaz atlı genç Nurdinto ise aslında sevimli bir cadı, beyaz atı da süpürgesiydi.







Nurdinto:
-Tekrar merhaba. Ben aslında bir cadıyım. Burası da Gözalıcı Cadıların yeri olan MBUSHİ MAJO köyü. Size güvenip güvenemeyeceğimden emin olmak için size böyle göründüm. Adım ise Nurdish. Her ne kadar değerimiz bilinmese de biz cadılar olarak tüm insanlığa mutluluk, eğlence ve büyü getiriyoruz. İnsanlar bunun farkında olmasa da, biz onlar için karşılık beklemeden çaba gösteriyoruz. Bize katılmak ister misiniz?
Neobella ve Nevamma mutlu bir ifadeyle kafalarını salladılar.
Nurdish:
-Peki o zaman. Alın şu süpürgeleri, artık sizler de birer cadısınız! Cadı adlarınız ne olsun?
-Benim adım Neobi olsun. Bu ismi oldum olası çok sevmişimdir.
-Bana da Soğuk Nevale diyebilirsiniz. Kısaca S.Nevale.
Böylece bu üç kız birlikte yaşamaya ve tüm insanlığa mutluluk dağıtmaya karar verirler. Zaten hiçbirinin ne dönecek bir yeri vardı, ne da arkasından ağlayacak kimseleri. Bu güzel Mabushi Majo köyünde birlikte uzun yıllarca birlikte yaşarlar. Ta ki köy saldırıya uğrayana kadar… 
3 gün öncesi...

Devam Edecek...

{ 13 yorum yazıldı sende Yorumla! }

  1. Ellerinize sağlık hikaye çok güzel :D
    Hikâye güzel de aklımda soru işaretleri bırakıyor..
    Devamını çok merak ettim...
    Hem de çok merak ettim..
    -Ancaks

    YanıtlaSil
  2. heh tam beklendiği gibi olmuş, şimdi işin yoksa devamını bekle dur :) Nurdish bari bana yollasaydın ömrümü yedin ömrümü :D

    YanıtlaSil
  3. hahah çok güzel olmuş yaa :D isimlere çok güldüm.

    YanıtlaSil
  4. Hehe çaba gösterdim valla hikayeyi yazmak icin ama isimlere pek kafs yormadim aslinda :-D.
    Sapam vallahi dün bitti hikaye. Ama sana da surpriz olsun işte :-D
    Devamı pek yakinda... ;-)

    YanıtlaSil
  5. Ooooo müthiş olmuş. Polisiye kitap okur gibi heyecanla okudum. Yalnız kafamda bir sürü soru işareti oluştu. Devamı için meraktan çıldırıyorum. Ben toprak olmadan gelir inşallah :D

    YanıtlaSil
  6. çoookkk meraklandım şimdi. ne olmuş ne olmuş ????

    YanıtlaSil
  7. Güzel hikaye devamını okumak isterim

    YanıtlaSil
  8. Nurdintommm bende diyorum beyaz atlı prensim nerdeeee. . Demek senmişsin o. Yav isimlere bayıldım asghfasghf Nurdinto nedir ya Hahahaha (benimki biraz nurella gibi olmuş ya neyysa :p) O değil de benim için yazılan bir hikayeyi daha doğrusu benim yazmadığım bir hikayeyi okumak ne kaaa güzel ne kaaa güzel. . Ellerine sağlık şekerim başarılı bir güzergah... Yani kısaca kuş uçtu beybi :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bebeğim... Uzaklards arama beyaz atlin burda xD
      Yani asırlık sindrella aklina gelmedi de iki günlük nurellaya mi benzettin puuuu sana xD
      Yazmak konusunda pek tecrübeli değilim idare eder ama. :-) Hep sen mi uğraşıp yazcan hikaye :-D

      Sil
    2. Hiç sormaa bi şaşırdım bi afalladım lakin çok güldüm :D

      Sil
  9. Ne güzel bir hikaye olmuş bu böyle yaa :D nerde devamii çabuk gelsin Nurdishh :D
    Sınav sabahı iyi moral oldu :*

    YanıtlaSil
  10. Tesekkurler arkadaşlar ;-)

    YanıtlaSil
  11. Güzel olmuş. Ellerinize sağlık. :D

    YanıtlaSil

- Copyright © Mabushi Majo - - Powered by Blogger - Designed by Johanes Djogan -